Hikmet Kıvılcımlı

Hikmet Kıvılcımlı

Türkiye Sosyalist Hareketinin önderlerinden, geleneğimizin kurucu önderi Doktor Hikmet Kıvılcımlı…
Türkiye’de Marksist-Leninist düşüncenin yayılıp gelişmesinde öncü rolü oynayan Hikmet Kıvılcımlı, Marksizm Bibliyoteği, Emekçi Kütüphanesi ve Günün Meseleleri isimli yayınevlerinin kuruluşunda yer almış; Marx, Engels ve Lenin’in eserlerini Türkçeye çevirerek yayınlanmalarını sağlamıştır.
Kapital’in Almancadan Türkçeye çevrilmesinin ilk adımını da Kıvılcımlı atmıştır.
Kıvılcımlı sosyalizm mücadelesinin teorisini “Batı” odaklı okumakla sınırlı kalanların aksine, yaşadığı toplumun orijinalitesini yakalamaya çalışmış ve bu konuda öncü olmuştur.
İşçi sınıfının varlığının tartışıldığı, hatta yok sayıldığı zamanlarda Kıvılcımlı, sosyalizme sarsılmaz inancıyla, işçi sınıfının varlığında ve mücadelesinde ısrar etmiştir.
Her yazısına ve konuşmasına “Başta işçi sınıfımız gelmek üzere” sözüyle başlayarak sınıfın devrimci gücüne olan inancını ve bağlılığını vurgulamış, böylece sosyalizm mücadelesindeki duruşunu net olarak ortaya koymuştur.
Kürt halkının yok edilmeye çalışıldığı, Kürt ismini zikretmenin bile suç sayıldığı dönemde Kıvılcımlı Kürt halkına yönelik imha, inkar ve asimilasyon politikalarını deşifre etmiştir. Hikmet Kıvılcımlı İslam’a yaklaşımı konusunda da diğer “Marksistlerden” ayrılmaktadır. Aydınlanmacı bakışın İslam’a yönelik dar ve pozitivist yaklaşımını eleştirerek, İslam’ı tarihsel materyalizm yöntemiyle ele alarak bu konuda öncü olup çığır açmıştır.
Kıvılcımlı, Tarih üzerine yazdığı kitaplar ve yaptığı açılımlarla ardında, hem Marksizmin derinleştirilmesine katkıda bulunmuş hem de Türkiye güncelliğinin anlaşılmasında bugün de geçerli olacak bir kılavuz bırakmıştır.
Kıvılcımlı aynı zamanda teori-pratik birlikteliğinin nasıl olacağını göstermiştir. Daha 17 yaşında Yörük Ali Efe çetesine katılarak emperyalizme karşı mücadele veren Kıvılcımlı, 19 yaşındayken Türkiye Komünist Partisi’ne katılmıştır.
1925’te yani 23 yaşındayken TKP Merkez Komitesi’ne gençlik sorumlusu olarak seçilmiştir. Bu mücadeleci kişiliğini yok etmek isteyen devlet çeşitli davalarla Kıvılcımlı’yı yıldırmaya çalışmış, fakat Kıvılcımlı her defasında komünist ve devrimci duruşunu ortaya koyarak bu saldırılara gereken cevabı vermiştir.
Toplamda 22,5 yıl hapishanede kalmasına karşın, hapishaneleri her defasında üniversiteye çevirerek “Kızıl Profesörlerin” yetişmesini sağlamıştır.
Kıvılcımlı her türlü tasfiyeciliğe rağmen her daim örgütlü mücadelede ve örgütlü olmakta ısrar etmiş; 1954 yılında legal Vatan Partisi’nin, 1967’de İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği’ni (İPSD) kurulmasını sağlamıştır.
Hikmet Kıvılcımlı gerek ortaya koyduğu teori zenginliğiyle gerekse de mücadeleci kişiliğiyle sosyalizm mücadelesinin nasıl yapılmasını gerektiğini göstermekle birlikte Komünist bir kişiliğin nasıl olması gerektiğini de saf ve duru bir şekilde ortaya koyarak yolu göstermiş, düşünce ve davranış birliğini kendi bedeninde bir derviş ve şövalye kimliği ile bütünleştirmiştir.
Hikmet Kıvılcımlı yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor.